Menu
13 Mart 2018

Gölgeler'de bizden çok şey bulacaksınız!

Cansu Fırıncı
fotoğraf: Oyun Sandalı

 

Aynı savaştan farklı gerekçelerle kaçmışlar. Hasbelkader aynı topraklarda doğmuşlar. Milyonlarca yurttaşları gibi. Birbirlerine hem çok benziyorlar hem de çok farklılar. Dilleri aynı ama aynı şeyleri konuşmuyorlar. Aynı ananın rahminden doğmuşlar ama inançları farklı. Onlar mezhep savaşına sürüklenen bir ülkede artık iki gölge yalnızca. İki isimsiz gölge. Ya da sayı. Televizyondan her gün tekrarlanan ve giderek artan sayılardan yalnızca ikisi. Beş.. On... Yüz.. Bin... Yüz bin... Yüz bin bir.... Yüz bin iki...

Daha düne kadar yan yana evlerde, bir arada yaşıyorlardı. Komşuydular. Vardı aralarında sorunlar ama yaşayıp gidiyordular işte. Henüz kimse kimsenin kapısını kırmızı boyalarla işaretlememişti...

Biri eğitimliydi gölgelerin, kültürlüydü, okumuştu, inançsızdı, diğeri cahildi, inançlıydı ve vicdanlı...

Kader ikisini kaçtıkları savaşta aynı duvarın arkasında buluşturdu ve elbet bu buluşmada bir hikmet vardı.

'Beyaz yakalı' gölge ülke savaşa sürüklendiğinde dönmemişti memleketine. Yüksek lisans eğitimine devam etmişti sevgilisinin yanında. Ta ki kardeşi komşuları tarafından karısı ve çocuklarının yanında katledilene kadar...

İnançlı gölgenin en büyük korkusu 'cehennem azaplarının en büyüğüyle cezalandırılmak, cennetin nimetlerini tadamamaktı'. Babası öldürmüştü komşularını, kardeşleri öldürmüştü ve giderek zevk almışlardı öldürmekten... Ama o, yapamamıştı. Vicdanının sesini dinlemişti ve “Allah günahını affetsin” kaçmıştı. Yanlış bir şeyler vardı bu savaşta.

İki gölge, aynı duvarın ardında neler yaşarlar, neler konuşurlar, ne zaman kavga eder ne zaman barışırlar hayal edin...

Ya da biz hayal ettik, çok güzel bir şey çıktı ortaya, kahkaha, göz yaşı ve günler süren sorgulama, gelin seyredin...

 

Oyun 14-21-28 Mart Çarşamba 20.30'da Kadıköy Altkat Sanat'ta izlenebilecek.
 

Bir İslamcı'yla bir ateist savaştan kaçıp aynı duvarın ardına sığınırsa!

 

 


Herkes bilsin