Menu
25 Mayıs 2017

İkamet adresi ve doğum tarihi olan bir roman karakteri

Serdar Nâzım Yüce

Bir roman karakteri düşünün; bir doğum tarihi var ve her sene tüm dünyada milyonlarca kişi onun doğum gününü kutluyor, partiler veriyor. Polisiye deyince ilk akla gelenden bahsediyoruz; Sherlock Holmes 162 yıl önce bugün doğdu.

 

İskoçyalı yazar Arthur Conan Doyle, bundan 129 yıl önce bir karakter yarattı. Yaratabiliyorsam doğum tarihini de belirleyebilirim dedi, belirledi de. Dedi ki “Bu karakterin doğum tarihi 6 Ocak 1854 olsun”. Doğum yeri, doğum günü, yaşadığı sokak; bunların hepsiyle birlikte simgeleşti ünlü dedektifimiz Sherlock. Ve bugün Sherlock, 162 yaşını kutlarken arkasında onlarca film, 4 roman, 50’den fazla hikaye, hatta tiyatro oyunları bıraktı. Adına bir hayran derneği, müzesi var. Türkiye’de evinin kapı numarasıyla bir polisiye dergi bile çıkıyor, 221B diye. Bugün belki Conan Doyle’u pek azımız biliriz, Sherlock adının yanında. Öyle ya piponun ve pitikareli şapkanın dedektiflere özgü olduğunu bile Sherlock kafamıza yerleştirdi. Bugün Holmes’ün başarılı ve dünyanın en çok izlenenlerinden olan bir de dizisi var. İki asra doğru emin adımlarla koşan karakter sevenlerinin sayısını arttırmaya devam ediyor. Biz de doğum günü vesilesiyle ünlü dedektif Sherlock Holmes’le ilgili bilinen-bilinmeyen bazı bilgileri sizin için derledik…

 

Sherlock’un ismi ilk olarak Conan Doyle’un ‘Kızıl Soruşturma’ hikayesinde görünüverdi. Yıl 1887’ydi. Bu gazeteye basılmış bir hikayeydi. Yaratıcısı, Sherlock üzerine çalışırken dönemin ünlü bilim insanlarından Profesör Joseph Bell’i baz aldığını söylemektedir. Sherlock’ta dikkat çeken şeylerden en önemlisi de bu değil mi zaten. Yani, dedektiflere has bir maceracılığın yanı sıra müthiş bir gözlem yeteneği, emin olduğu metotları vakalar üzerine kurgulama ve tümdengelimsel değerlendirmelerde bulunma hali.

 

Dedektifin ‘müşteri’ yelpazesi oldukça geniştir bu hikayelerde. Aldatılan eşlerden en geniş tanımıyla devlete kadar, pek çok siyasi, kişisel, ekonomik, kültürel olayla ilgilenir Sherlock Holmes. Ancak unutulmamalı, her ne kadar müşteriler dedektifimizi seçmiş gibi görünseler de asıl seçen Sherlock Holmes’tür. Onun için işin karmaşıklığı, enteresanlık derecesi önemlidir, sonunda getireceği para ya da ün değil.

 

Sherlock Holmes tüm bu yeteneklerinin yanında oldukça iyi bir keman virtiözü olarak resmedilir. Yüzlerce sigara markasını kokusundan ayırt edecek bir burna sahip olmasının yanında, aynı zamanda da okurunu bile çileden çıkartabilecek özelliklere sahiptir. Bipolar bozukluğu bulunan dedektifimiz uyuşturucu madde kullanımı konusunda da epey bir mesafe kat etti edebi yolculuğu boyunca.

 

Ortağı Dr. John Watson’ı unutmayalım. Doyle’un belki de çok sıkıştığı bir anda ve o an önünde bulunan hikayede işin içinden çıkamayıp yarattığı bir yardımcı karakterdi belki Watson ama ilerleyen zaman Sherlock’la Watson’ın yollarının ayrılamaz olduğunu gösterdi. Hikayeyi Watson’dan dinleriz, olayların doğrudan izleyicisi de odur zaten. Hikayenin ortaya çıkışı Watson’ın sorduğu sorulara dedektifin verdiği yanıtlarda gizlidir.

 

1900’lü yılların başında artık emekliliğe ayrılmış bir karakterdir. Arıcılıkla ilgilenir, evet arıcılık. Ama her zaman ilginç olaylar ilginçtir onun için. Görünüşte eski yaşamını bir kenara bırakmıştır ama bir bakarsınız bir istihbarat savaşının ortasına fırlatmıştır kendisini. Bu öykülerinde muazzam ölçüde Britanya övgüsü yer alıyor. Zaten Sherlock da bu tip öykülerde devletinin yanında yer aldığını açıkça belirten bir karakterdir.

 

Bir roman karakterine doğum tarihi verilir de ikamet adresi verilemez mi? Verilir elbet. Sherlock’un evi Londra’nın Baker Sokağı’ndadır. Kapı numarası olan ‘221B’ Türkiye’nin ilk ve tek polisiye dergisinin ismi aynı zamanda (221B dergisi, birkaç gün önce çıkan 7’nci sayısında, okurunu geniş bir Sherlock Holmes dosyasıyla selamladı). Bugün Baker Sokak’taki bu adres Sherlock Holmes Müzesi, aynı zamanda şehrin de en uğrak yerlerinden. En azından benim Londra’ya gidip de kapısında fotoğraf çektirmemiş bir arkadaşım dahi yok, öyle söyleyeyim…

 

Sherlock Holmes diyorsak Moriarty’den bahsetmeden geçemeyiz. Holmes’ün ‘Suç dünyasının Napolyon’u’ ismini verdiği James Moriarty’den söz ediyorum, dedektifimizin en azılı düşmanı olur kendisi. Çağının ilerisinde bir matematik profesörü olarak tarif edilen Moriarty, Sherlock Holmes’e göre İngiltere’deki en büyük suç örgütünün de başındaki isimdir. Çevresindekilerin tüm ‘paronoya’ eleştirilerine karşın Holmes, sıradan gibi görünen ölüm, hırsızlık ve benzeri vakalarda Moriarty’den izler bulur. Holmes, her geçen kitapta Moriarty’e olan düşmanlığını arttırmış, onu yenmek için kendi hayatını sayısız kez riske atmıştır. Holmes’ün yarıştığı aslında Moriarty’nin zekasıdır ve dedektifimiz karşısındaki zekayı alt etmeden durmayacaktır. Conan Doyle Moriarty’i çok açık bir şekilde ‘Kötü bir Sherlock’ kıvamında tasarlamıştır.

 

Sherlock’un bir de kendisinden 7 yaş büyük bir ağabeyi vardır; Mycroft. Sherlock suçun profesörüyse Mycroft da devlet yönetiminin profesörü diye tarif edilebilir. İngiltere hükümetinin en ‘derin’ adamı Mycroft, hükümetin politikalarını, herhangi bir krizden çıkış için gerekli hamleleri belirleyen kişidir. Doyle tarafından kardeşi Sherlock kadar, hatta bazı alanlarda ilerisine bile geçecek şekilde ‘üstün’ yetenekli bir Holmes olarak tarif edilir. Ancak ne var ki Sherlock kadar enerjik değil, soğuk, diplomatik bir karakterdir Mycroft.

 

Sherlock Holmes efsanesi, Doyle’un kaleminden çıktığı yıllarda bile o kadar ünlenir ve toplumu etkisi altına alır ki, Doyle Holmes’ü Moriarty’e öldürttüğünde halkın isyanıyla karşılaşır. Gördüğü tepkiler sonucu, küçük küçük manevralarla Sherlock’u yeniden hayata döndürür yaratıcısı.

 

Doyle, 4 roman 50’den fazla Sherlock Holmes hikayesi armağan etti polisiye tutkunlarına. 1887’den 1927’ye; ‘Kızıl Soruşturma’yla başlayan serüven ‘Son Soruşturma’ya kadar devam etti. Sanılmasın ki burada bitti! Sherlock efsanesi tiyatroda, sinemada, radyoda, televizyonda defalarca tekrar vücut buldu. Kimler Sherlock olmadı ki… Türkiye seyircisinin biraz da ‘Doctor Who’dan tanıdığı ünlü oyuncu Tom Baker, Robert Downey Jr., Mack Sennett, ‘Hobbit’ serisinden de bildiğimiz Ian Mckellen, Karayip Korsanları’ndan tanıdığımız Jonathan Pryce, Yüzüklerin Efendisi’nin ‘Saruman’ı Christopher Lee, 1970’li yılların TRT’sinin de sevilen dizisi ‘Tatlı Sert’in ‘ajan’ı Patrick Macnee…

 

Bu isimler Sherlock rolüne hayat veren isimlerden sadece birkaçı. Bugün Türkiye’de de oldukça sevilen ‘Sherlock’ dizisinde dedektifimizi canlandıran isimse 6 dalda Oscar’a aday ‘Enigma’ filmiyle yüzüne alıştığımız  Benedict Cumberbatch.

 

 

 

 


Herkes bilsin