Menu

Bibliyofil kime denir?

Selnur Aysever

Bibliyofilin birtakım sözlüklere göre kısaca kitapsever, kitap kurdu, kitaba tutkuyla bağlı gibi anlamları var. Bibliyofil kimine göre kitapları sevmekten kadınları sevmeye zaman bulamayan; kimine göre de okuyacak bir şey bulamazsa huzursuz olan kişidir.

Bibliyofil kimdir? Her kitap seven bibliyofil olabilir mi? Bibliyofil olmak için hangi kitapları almak gerekir? Kendisi de bir bibliyofil olan Selçuk Altun’dan bibliyofillik üzerine notlar...

 

Bibliyofil kime denir?

 

Bibliyofil Yunanca kitapsever demektir. Ali Püsküllüoğlu’nun Türkçe Sözlük’ünde bibliyofil için kitap dostu, kitaplara düşkün kimse denmiştir. Sözlüklerin sözlüğü Oxford English Dictionary, bu tanımlara kitap koleksiyonerliğini de ekler. Bibliyofil’in bir üst mertebesi bibliyomanlık’tır ve hastalık düzeyinde kitap tutkunu anlamına gelir.

İyi bir okur, bibliyofil olabilir mi? Bibliyofil ile nitelikli bir okur arasındaki temel fark nedir?

Kütüphanelerde kitap okuyup akşam eve eli boş dönenler bibliyofil değildir. O, aynı zamanda severek okuduğu kitabın sahibi de olmalıdır.

Bibliyofillerin sahip olduğu kitapların piyasada bulunması neredeyse imkânsız olduğu kitaplar olduğunu mu düşünmeliyiz? Nasıl bir kitap bibliyofil için “değer”dir?

Sığ ve çoksatan kitaplara düşkün okur hâşâ bibliyofil sayılmaz. Bibliyofil “gurme okurdur”, genelde kitlelere hitap etmeyen yapıtları benimser. Edebi, ıskalanmış ama nitelikli veya elzem kaynak olma gibi vasıfları bulunan kitaplar bir bibliyofil için hedef ganimettir.

Bibliyofil olmak için söz gelimi ne kadar kitaba sahip olmak gerekir? Büyük bir kitaplığa sahip olmakla bibliyofil olmak arasında bir ilişki var mıdır?

Bibliyofilin seçkin bir kitaplığı olmalıdır. Onun niceliği değil de niteliği önemlidir. Bence o tür bir kitaplık, asgari beş bin kitaptan mürekkeptir.

Bir söyleşinizde “Bibliyofil kitap seçmek için tüm ortam olasılığını kullanır.” demiştiniz. Nedir bu ortam olasılıkları?

Kitabevi, sahaf ve kitap fuarları ziyaretleri yapmak, edebiyat ve kitap dergilerini izlemek, diğer bibliyofillerden tüyo almak ülkemizdeki başlıca olasılıklardır. Yurt dışında yayıncıların çıkardığı sektör dergileri vardır, gelecek altı ayda yayımlanacak kitaplar türlerine göre sıralanır (Örneğin ABD’de Publishers Weekly, İngiltere’de Booklist nam dergiler gibi.) Ben kitap fuarlarına gitmem, bana her gün kitap fuarıdır. Gerçek bibliyofiller için en zevklisi sahaf ziyaretleridir; orada ne aradığını bilmeden veya başka kitaplar ararken ummadığın ganimetlere ulaşabilirsin. (Serendipity.) Internetteki sahaf siteleri de heyecan verici bir kaynaktır. (Örneğin; Abebooks, Alibris vbg.)                                                                                                                                        

Bibliyofil ile sahaflar arasında sıkı bir ilişki olduğunu söylemek mümkün sanırım. Günümüzün sahafları, bibliyofilleri besleyebiliyor mu?

Kitaplığımı varsıllaştırma sürecinde sahaflar ön sırada yer alır. İstanbul’dan üç sahaf saymam gerekirse: Sahaf Turkuaz, Sahaf Müteferrika ve Turkalibris bir çırpıda aklıma gelenlerdir.

Bibliyofil hangi ölçüte göre satın alma kararı verir? Kitaba sahip olduğunda nasıl biridir?

Filozof Erasmus (1466-1536), “Ne zaman elime biraz para geçse kitap alırım, artan olursa yiyecek ve giysi” demişti. Elzem bir ilaç dışında bibliyofilin önceliği benimsediği kitaplardır. Bibliyofil kitaba sahip olduğunda bir ikramiye çıkmışçasına sevinir ama kitap rafına yerleştikten sonra o duygu kaybolur. Bir bibliyofil için en değerli kitap, henüz ele geçiremediğidir.

Bibliyofil, satın aldığı her kitabı okur denebilir mi? Söz gelimi bir anayasa hukuku kitabı, bibliyofil için satın alınabilir mi?

Bibliyofil genelde okumak için kitap alır. Ama kaynak veya tamamlayıcı diye aldığı kitapların tümünü okumaz, okumamalıdır. Sanat ve fotoğraf kitapları da okunmaz. Bir bibliyofil, kitaplığını varsıllaştıracağı duygusuyla bile kitap edinebilir. Ona sorulacak en son soru, “Bu kitapların hepsini okudun mu?”dur.

Bibliyofillerin iyi bir kütüphaneleri olduğunu söylemek yanlış olmayacağına göre, geçici olarak kitap temin edilecek adres olarak görülebilir mi? Araştırmacılar, gazeteciler, öğretim üyeleri vb. için… Bunu halka açık bir soru olarak düşünmeyin.

Yazar Anatole France (1844-1924) ise, “Kimseye kitap ödünç vermeyin; ben kitaplığımı başkalarından ödünç aldıklarımla kurdum” demişti. Bibliyofil kitaplığından geçici de olsa bir çıkış olmaması için elinden geleni yapar, haksız değildir!

- Fotoğraf: Carrie Embecker, "Bibliophille", 2015

Bibliyofillerin zaman kavramı olmadığından söz etmiştiniz daha önce. Neden?

Bunu bir örnekle açıklamak isterim; gerçek bir bibliyofil, ben artık yaşlandım, günlerim sayılı diyerek kitaplığını varsıllaştırmaktan vazgeçemez, okuma temposundan taviz vermez.

Türkiye’deki bibliyofillerden örnek verebilir misiniz?

Ömer Koç değil Türkiye’nin dünyanın da en önde gelen bibliyofillerindendir. Mentoru Şefik Atabey’dir. Dostu İsmail Bayramoğlu da önemlidir. Yazarlardan Orhan Pamuk, Enis Batur ve Güven Turan; tiyatro sanatçısı Ali Poyrazoğlu ve yayıncı Behlül Dündar takdir ettiğim bibliyofillerdir.

Size bu isimlerden bırakılmış kitaplar var mı?

Örneğin Muhtar Katırcıoğlu, Melih Cevdet Anday, Fethi Naci, Tunç Yalman, Oktay Rifat ve Mürşit Balabanlılar kitaplıklarından çıkma nice -hem de imzalı- kitabım vardır.

Bibliyofil kendisinden sonra kitaplarını kime emanet eder? Kitaplarının varlığının devamı için kaygı duyar mı?

Bu konuda genel kabul görmüş bir yöntem yoktur ama benim bir teorim vardır. Sanat, araştırma ve kaynak özellikli kitaplar bir okul veya vakfa, el yazması ve özel kitaplar aileye ve kalanlar bir müzayede ile bibliyofillere satılmalıdır. Böylelikle o kitaplar, onları en çok isteyene gidecektir; kitaplık, düzinelerce diğer kitaplıkla örtüşecektir. En ideali, ailede bir bibliyofil daha olması ve huzur içinde ona miras bırakılmasıdır.

Sizin bu konuda bir tasarrufunuz var mı?

Ben henüz 65 yaşındayım ve kitaplığımı her gün varsıllaştırmakla meşgulüm. En son A.B.D.’deki bir sahaftan Italo Calvino’nun İngilizceye çevrilmiş  (The Baron in the Trees) ve imzalı bir kitabını aldım. Daha nice projem var!

Bibliyofilliğin evrensel bir dili var mı?

Bibliyofilliğin evrensel bir dili değil de kokusu vardır. İnsanı bir mıknatıs gibi çeken, gizemli ve o yorgun selüloz kokusu.

 

 

 


Herkes bilsin