2017 yılında hafriyat kamyonu ve beton mikseri terörünün bilançosu: 141 can!
AYKIRI AKADEMİ - HABER
12 Mayıs 2016 tarihinde yaya yolunda yürürken İBB’ye ait hafriyat kamyonu altında kalarak can veren kızları Şule İdil Dere’nin ardından; hukuksal mücadelesini sürdüren Dere Ailesi; hafriyat kamyonu terörü konusunda kamuoyunu bilinçlendirmek amacıyla “2017 Türkiye’de Hafriyat Kamyonu ve Beton Mikseri Karışan Olaylarda Can Kaybı Raporu” adı altında bir rapor hazırladı.
“Hafriyat kamyonlarının yasal kurallar yerine kendi kurallarını dayattıkları, bu dayatmanın bedelinin cinayet listeleri ile kendini gösterdiği koşullarda can güvenliği için var olan kuralların uygulanmasını istemek, bu istem doğrultusunda hukuki ve demokratik hakları sonuna kadar kullanmak insan yaşamına değer veren herkes için kaçınılmaz bir görev haline gelmiştir"
notuyla paylaşılan, can kayıplarının isim isim belirtildiği rapor; 17 Şubat 2018'de Muğla Köyceğiz'de İdil Şule Dere gibi 23 yaşında yine bir kamyon tarafından hayattan alınan Melike İlhan'a adandı.
Basın taraması ile elde edilen sonuçlara göre, Türkiye’de 2017 yılında en az 141 kişi trafikte yasaların zorunlu kıldığı can güvenliği tedbiri kurallarına uymayan hafriyat kamyonu ve beton mikseri altında ya da içinde can verirken, 452 kişi de yaralanmış.
Olaylar münferit olarak incelendiğinde ise can kayıplarının 48’inin yaya olduğu; 69 kişinin büyük şehir Belediyesi, yerel belediye, valilik, emniyet vb. resmi kurumlara ait hafriyat kamyonu ve beton mikseri altında ya da içinde can verdiği görülüyor.
Rapora göre 2017 yılında sadece İstanbul’da hafriyat kamyonları ve beton mikseri sebebi ile gerçekleşen can kaybı 22 ve bu 22 canın 9’u yaya, 1’i bisikletli.
"İstanbul İdil'e Can Borçlu"
"Yaşadığımız şehir katilimiz olmasın!"
Yasal mevzuat mı yetersiz, denetimler mi?
Raporda, açık arazi şantiyeleri için tasarlanmış ağır tonajlı hafriyat kamyonlarının şehir planlaması-önleyici tedbir-denetim-ceza süreci uygulanmadan şehir içlerine sokulmasının kazalara davetiye çıkardığı belirtiliyor.
Türkiye’de Belediye, Valilik ve Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan alınan özel izinlerle yerleşim birimlerinde-şehir içlerinde kullanma ve çalışma izni verilen bu araçların çalışma alanında ve özellikle trafikte yaratacağı hayati riskler bilindiği için (öngörüldüğü için) bu araçların uymakla yükümlü oldukları önleyici tedbirler ve kuralları yasa ve yönetmeliklerle düzenlenmiş.
Kısaca yasamız yönetmeliğimiz var ama tedbir, denetim ve ceza süreci uygulanmıyor.
Hafriyat kamyonu ve beton mikseri firmalarına yönelik rüşvet iddiaları
Rapor, İstanbul’da hafriyat kamyonu sürücü ve sahipleri ile trafik polisleri arasında, iş sağlığı ve işçi güvenliği için zorunlu kurallara uymayan araçlara geçiş izni verip denetimlerden kaçırmak üzere rüşvet mekanizması kurulduğu iddialarına da yer veriyor:
24 Temmuz 2017’de Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nce -8 aylık çalışma sonrasında - suçüstü yapılarak ortaya çıkarılan İstanbul’da hafriyat kamyonu-beton mikserlerini denetimden kaçırmak için oluşan-oluşturulan rüşvet zinciri soruşturmasında adı geçen 79’u trafik polisi 148 kişi ifadeleri alındıktan bir hafta sonra 31 Temmuz’da serbest bırakıldı.
Basının sansür dili
Raporda ‘Basının Hafriyat Kamyonu Haberini Gizleme – Sansür Dili’ olarak belirtilen bölüm ise üzerinde düşünülmesi gereken bir konu.
Türkiye’de basının genellikle trafikte inşaat araçları ve resmi kurumların altyapı çalışmalarında kullanılan ağır tonajlı araçların karıştığı ölümlü ve yaralanmalı olaylarda önce kurum adını kullanmayarak gizlediği, araç türünü “iş makinesi” veya “kamyon “olarak genelleştirdiği ifade edilen raporda; Eylül 2017'de 26 medya kuruluşu tarafından imzalanan "Trafik Kazası Haberleri Yazım İlkeleri" hatırlatılıyor.
Bu ilkelerin sadece "otobüs firma adları için" geçerli olmadığı, iş kazası ya da çalışma hayatı kaynaklı ölümlü olaylarda adı geçen araç türü ve şirket adlarının da bu kapsama alınması gerektiği ifade ediliyor.
Rapor detaylarına facebook.com/suleidildere/ adresinden ulaşabilirsiniz.