Menu
7 Mayıs 2018

324 Gün Süren Açlık Grevinin Ardından Ruhumuz Çiçek Açtı

Halk TV’de yayınlanan Ayrıntılar programında Enver Aysever’in sorularını yanıtlayan Nuriye Gülmen “Ruhumuz bu sürecin sonunda çiçek açtı” dedi.

“Ruhumuz bu sürecin sonunda çiçek açtı. Çok güçlendik, kendimizi iyi hissediyoruz. Bedenen elbette hasar gördük ancak kalıcı değil. Kaslarımız eski durumuna ulaşmadı. Yürümekte güçlük çekiyorum. Kemik yoğunluğumuzda azalma var. Eskisinden daha sağlıklıyız.”

“BİR ŞEY YAPMAK GEREKİYORDU”

Adaletsizlik denen süreci uzun süre tecrübe ettim diyen Gülmen, direnişin nasıl başladığına ilişkin şöyle konuştu:

Akademiye başladıktan kısa bir süre sonra soruşturmalar geçirmeye başladım. Akademik hayat içerisindeki hiyerarşiden kaynaklı mobinge maruz kaldım. Hocaları tarafından evine temizliğe çağrılan araştırma görevlisi arkadaşlarımız vardı. Fotokopi çekmekten tutun da kalan tüm angarya işler araştırma görevlilerine verilirdi. Akademik çalışmaların dışında kalan tüm işler yaptırılırdı. İtiraz etme hakkınız da yoktu. Dolayısıyla bunlardan, verilen görevleri yapmamaktan, greve katılmaktan kaynaklı soruşturmalar geçirdim. Osmangazi Üniversitesinde çalışırken işten atıldım, dava açtım geri döndüm ancak sonrasında Fetullahçı olduğum şüphesiyle soruşturma açıldı, açığa alındım. Adaletsizlik denen süreci uzun süre tecrübe ettim. Kararnamelerle açığa alınan arkadaşlarımın yaşadıkları bu kararı vermemde etkili oldu. Hukuka başvuracak bir yol yok,  gayri hukuku bir şekilde işinize son veriliyor. Kendi okulunuzda yani bir gün önce girebildiğiniz okula diğer gün terörist olduğunuz gerekçesiyle kapıdan içeri alınmıyorsunuz. Bu hukuksuzluğa, haksızlığa karşı bir şey yapmak gerekiyordu, bu duyguyla direnişe başladım. Bu adaletsizlik karşısında susmamak gerekiyordu. Bir teslimiyet dayatması vardı ve bunun karşısında olmak gerekliydi.

 “AÇLIK GREVİ BİR ÇIĞLIKTI”

120 günün sonunda açlık grevine karar verdik. Sesimizi duyurmak durumundaydık. Kapitalizm insanları yozlaştırıyor, duyarsızlaştırıyor. Sözle anlatmak bile yetmiyordu. Açlık grevini bir çığlık olarak tanımlıyorduk. Mesele şuydu aslında, birileri Fetullahçı yapılanmayla ilgili suçlanacak ise bunun hedefi AKP iktidarının kendisi. Bu yapılanmayı başımıza bela eden onlar. Biz bu konuda hesap verecek kişiler değiliz. Biz kendimizi devrimci demokrat olarak tanımlıyoruz. Biz çalıştığımız sürece boyunca hep halk için çalıştık. Bir gün geliyorlar ve seni işten atıyoruz diyorlar. Sen kimsin, bizi işten atıyorsun,  atamazsın.

“HOCALAR İHBAR TİMLERİ KURUYORDU”

Osmangazi Üniversitesinde 4 akademisyenin ölümüyle sonuçlanan sürece ilişkin de açıklamalar bulunan Nuriye Gülmen “Muhbirlik faaliyetinin bu denli yayıldığı bir ortamda biz işimizi istiyoruz derken, akademisyenlerin buna dur demesi gerekirdi.” Dedi.

“Soruşturma geçirdiğim zaman Osmangazi Üniversitesinde kapı kapı hocaları gezerdim. Biz bunları yaşarken kimse kendilerinin başına geleceğine inanmıyordu. Yaşananlar, suskunluğun bir sonucu aslında. Muhbirciliğin cumhurbaşkanı eliyle meşrulaştırıldığı bir dönemde bunların yaşanması hiç şaşırtıcı değil. Aynı odada çalıştığınız arkadaşınız acaba ihbar ediyor mu diye düşünüyorsunuz ve ediyordu.

İhbar timi kuran hocalar oluyordu. Akademi çürümüş bir yer. Korku belirleyici bir şey. Muhbirlik faaliyetinin bu denli yayıldığı bir ortamda biz işimizi istiyoruz derken, akademisyenlerin buna dur demesi gerekirdi. Bunun için bir şey yapmadılar. Yüksel Direnişin temelinde de bu var. Bu korkuya karşı ses olmak.”

“AÇLIK GREVİNİ ŞİMDİYE KADAR YAPMAKTA HAKLIYDILAR”

Açlık grevi sürecinde iktidarın kendileriyle temas ettiğini ifade eden Gülmen o süreci anlattı:

O dönemin Başbakan yardımcısı Nurettin Canikli temas etti bizimle. Ben görüşmedim ancak annem, Semih’in annesi ve eşi görüştüler. Açlık grevinin 60’lı günleriydi. OHAL komisyonun ilan edileceği dönemdi. Şimdiye kadar yapmakta haklıydılar ancak artık açlık grevine son versinler çünkü artık başvurabilecek bir yer olacak şeklinde konuşmuşlar.

“BİR BAŞKASININ İSTEĞİYLE 1 GÜN BİLE AÇ KALAMAZSINIZ”

Açlık grevini bir örgüt talimatıyla yaptıkları iddialarına ilişkin yanıt veren Nuriye Gülmen “İnsan bir başkasının isteğiyle 324 değil, 1 gün bile aç kalamaz.” Dedi.

“İnsanın açlık grevi yapabilmesi için, adalet duygusunun çok sarsılması lazım. Birinin, bir örgütün isteğiyle 324 gün değil, 1 gün aç kalamazsınız. Bu argümanlar hep kullanılıyor. Ne zaman insanlar büyük eylemler, iktidarı zora sokan bir direniş yapsa ilk başvurulan savunma bu. Sadece su, şeker, bitki çayları alıyorduk ve B1 vitamini kullanıyorduk. 35 kiloya düşmüştüm açlık grevine son verdiğimde…

“ÖĞRENCİLERİMİZİ MUHBİRLİK YAPAN HOCALARA TESLİM ETMEYECEĞİZ”

324 gün süren açlık grevini nasıl sonlandırdığını ise şu sözlerle ifade etti:

Biz kazandığımızı en başından beri biliyorduk. Yüksel caddesinde oturma hakkını kazandığımız an, biz kazanmıştık aslında.

Açlık grevinde gidebileceğimiz son noktaya kadar gideceğiz dedik. Direniş devam ediyor, bitmiş değil; açlık grevi direnişin bir haliydi ancak sadece o son buldu. Öğrencilerimizi üniversitelerin, okulların korkunç haline, muhbirlik yapan hocalarına teslim mi edeceğiz. Etmeyeceğiz.

 

 

 

 

 


Herkes bilsin