Menu

Sahi, siz hangi yıla girdiniz?

Enver Aysever
fotoğraf: Chema Madoz

 

Zaman insan tarafından tarif edilmiş ve farklı yaklaşımlarla biçimlenmiş bir kavramdır. Nihayetinde takvim fikri ve ilerleme anlayışı da insan eliyle doğdu. Esas olan; hangi zamanı, hangi anlamda yaşadığımızı fark edecek yetide olmaktır.

Yeni yıl, ancak aklımızda hakiki bir ilerleme yaratırsa anlam bulur. Yani gericiliğe, baskıya direnen insanlar ancak bu türden bir iyiliği, güzelliği hak eder. Geçen sene hiç bir meseleye itirazı olmayan kimsenin iyi bir gelecek kaygısı da hakkı da yoktur!

İtirazı olmayan, mücadele gücü bulunmayan kimse için günler arasında fark yoktur. Oysa “Güneş her gün yeni” dir. Bunu fark etmek için sağlıklı ve duyarlı bir göze gereksinim vardır. Kimisi kördür, sözcükler onun için boş bir çuvaldır.

Zaman herkes için aynı biçimde akmaz, değişen sayılar, eski biçimde söylersek yere düşen takvim yaprakları ilerlemeye/yeniye işaret etmez herkes için. Birlikte aynı zamanı yaşamadığımıza göre, benzer yıla girdiğimizi söyleyemeyiz gericilerle!

Zamanın iyiye, ileriye doğru aktığına dair de elimizde bir veri yok. Dünya daha yaşlı artık, olanakları kısıtlı ve yorgun örneğin... Peki buradan çıkmak, yeni bir zaman ve yıl yaratmak mümkün mü?

Düş kurmayan biri için gelecek yoktur. Düş deyince nedense “olanaksız” olan anlaşılır; oysa insanın “dünyayı değiştireceğine” dair inancı yoksa, bir gelecek tahayyülü yoksa, yaşam içtenliksiz bir hal alır. Herkes kendine sormalı: “Hangi yıldan çıktım, hangi yıla girdim” diye!

 

 

 


Herkes bilsin