Menu

Eyyyyyyyy RSF!

Sebla Kutsal
fotoğraf: Ozan Köse / AFP


Sadece mesleğini yaptığı halde tutukluluğu devam eden profesyonel gazeteci sayısının en yüksek olduğu ülkeler sıralamasında Türkiye liste başı.  Adalet Bakanlığı ise, bu gazeteciler için “gazetecilikten tutuklu değiller” diye sabuklamaya devam ediyor…

 

Adalet Bakanlığı, Cumhuriyet gazetesi yazar ve yöneticileri için AYM’ye yapılan bireysel başvurulara ilişkin görüş bildirdi. Bakanlık, Turhan Günay’ın başvurusu dışında kalan dokuz başvuruyu tek dosyada topladı. Ahmet Şık’la ilgili olarak ise ayrı bir görüş açıkladı. Her iki görüşün de özet cümlesi, tahmin edileceği gibi: GAZETECİLİKTEN TUTUKLU DEĞİLLER!

Belli ki, Yeni Türkiye'de gazetecilik; iktidar partisinin söylemlerine, devletin ninnilerine kayıtsız şartsız eşlik ve aracılık etmeyi gerektiriyor. Onun dışında kalan tüm gazetecilik faaliyetleri ise suç potansiyeli taşıyor.

AKP zihniyetinin gazetecilik anlayışını düşününce, Honoré de Balzac'ın medyanın bir bölümü için sarf ettiği şu sözler aklıma geliyor: "Kamburlar gazete çıkarsa, sabah-akşam kamburların iyiliği, güzelliği ve gerekliliğini kanıtlamaya çalışırlardı." Bugün AKP’nin “örnek” gösterdiği yandaş medya mensuplarının çalışma mantığını nasıl da güzel betimliyor bu farazi örnek!

Partili gazetecilik denen bu şarlatanlığın tam aksi yönde ise, Balzac gibi hem gazeteci hem yazar olan Albert Camus tarafından "para hırsı ve şatafatlı bir yaşamın getirdiği umursamazlığı" dışlayan bir "hakikat ve bağımsızlık mücadelesi" olarak tanımlanan gerçek gazetecilik duruyor.

Uluslararası hukuk kurallarının bağlayıcılığını kabul eden bir ülke olduğumuza göre, gazetecilik mesleğinin olmazsa olmazları ile cezalandırılacak bir suç teşkil eden unsurlar arasındaki ayrımın evrensel standartlara uygun olması gerekir.

Peki,  nasıl oluyor da Türkiye'de gazeteciliği uluslararası normlara göre icra edenler "suçlu" addediliyor? Dünyanın profesyonel gazeteciler için hapishaneye dönüşen ilk beş ülkesi arasında Türkiye'nin başı çekmesini nasıl açıklayabiliriz? Ülkemizdeki gazetecilerin "suça meylini" iklim ve coğrafi koşullar mı elverişli hale getiriyor dersiniz!


Fotoğraf: Getty Images

Profesyonel gazetecileri hapse atmada şampiyonuz

15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle başlayan gazeteci avı akabinde Türkiye, 43 tutuklu gazeteci sayısıyla, dünyanın en çok profesyonel gazeteciyi hapse atan ülkesi olma şerefine(!) nail oldu.

Sınır Tanımayan Gazeteciler'in (RSF) değerlendirmesine göre, ülkemizde bulunan yüzü aşkın tutuklu gazeteciden en az 43'ü suçsuz yere cezaevinde. Bu sayının haricindekilerin davaları  ise RSF tarafından hala inceleniyor.

Sınır Tanımayan Gazeteciler'in, profesyonel gazetecilerle yurttaş gazeteciliği yapanları bir arada değerlendirdiği verilere göre, Aralık 2017 itibarıyla, sadece mesleğinin gereklerini yerine getirdiği halde hapiste olan gazeteci sayısı en yüksek ülkeler sırasıyla: Çin (52), Türkiye (43), Suriye (24), İran (23) ve Vietnam (19).

Tablo çok acı.

O kadar acı ki, emperyalizm işgaliyle alt üst olan Suriye’ye bile dönüp, şöyle ağız tadıyla “Eyyyyyyy Suriye” diye kükreyemeyiz.

 

 

 


Herkes bilsin