Robot ve Bakan
AYKIRI AKADEMİ
Bakan beyin konuşması sırasında robot kızımız bakan beyin sözünü adeta keserek, “Neden bahsettiğini anlamıyorum” gibi bir şey deyince dinleyen herkes güldü. İki kişi hariç: Biri bakan, öbürü robot kızımız.
Bakan bey ciddi bir bey. Salondaki gülüşme seslerine mi bozulsun, kendini bilmez robota mı? Fikrimce ikisine birden bozuldu ve hatalı birkaç cümleyle, mealen, biri robotu sustursun dedi. Bunu duyan bir tabur insan robot kızımızın fişini çekmek üzere atıldılar galiba da biz görmedik… Bize öyle gelmiş de olabilir.
Ertesi gün televizyon kanallarından biri (büyük olanı hani) bir muhabir gönderdi robot kızımızın yanına. Ya da robotun varlığından sorumlu birimler, kişiler, kurum her ne ise, çok fena çok fena diyerek bir gece önce hiç uyumadılar. Sabah kalkınca ilk iş büyük olan televizyon kanalını aradılar, aman bize bir muhabir gönderin, robot bakan beyden özür dileyecek, prime-time’da yayınlayın no’lur demiş olabilirler.
Dünyanın en saçma işini değil de, o an için en önemli işini yapıyormuş edasıyla genç bir muhabir robot kızımızla röportaj yaptı. Röportaj sırasında robot kızımız bakan beyden özür diledi. Muhabir genç adam robotla bakan arasında bir iletişim alanı yaratmaktan memnundu.
Ortaçağ İngiltere’sinde, kötü bir üne sahip tiran Sekizinci Henry’nin Will Sommers isimli bir soytarısı vardı. İşi soytarılık… Oysa Will Sommers yarı bilge, yarı oyuncu bir renkli adam. Krala, “Neden bahsettiğini anlamıyorum” deme cesaretini gösteren, bu cesareti Kral tarafından kabul gören bir adam. Kral başka türlüsünü kabul eder mi? Etmez.
Önerimiz şudur; ağır sorumlulukların, işlerin altında yorulan, sinirleri gerilen bakanların yanına ana akım medyadan birilerini katalım. Kral soytarısı gibi dolaşsınlar. Oyunculukları tamamdır, bilgelik için çok zorlamamak lazım. Ne? Bu yapılıyor mu, zaten? Eh, tamam o zaman.