Cezaevlerinde tek tip kıyafet uygulaması ne anlama geliyor?
Türk kamuoyu Badem Kurusunun nasıl bir renk olduğuyla ilgilenirken; hapishanelerde tek tip kıyafet uygulamaları tüm dünyada ‘insan hakları’ perspektifinden tartışılmaya devam ediyor.
15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanıklardan birinin mahkemeye 'Hero' yazılı bir tişörtle getirilmesini eleştirmiş ve “Mahkemeye çıkarken Guantanamo’da olduğu gibi bunları da tek tip elbise ile çıkaralım” demişti.
Cumhurbaşkanı’nın söylemi sonrası, Adalet Bakanlığı terörle ilişkilendirilmiş sanıklara tek tip kıyafet giydirilmesi için harekete geçti. Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş yaptığı açıklamada, Adalet Bakanlığı'nın konuyu gündemine aldığını ve bu yöndeki uygulamaya en kısa sürede geçileceğini duyurdu. Başbakan Yıldırım daha önce tek tip kıyafet uygulamasını arzu etmediklerini dile getirmesine rağmen, kıyafetin rengi bile belirlendi: Badem Kurusu ?!
Türk kamuoyu Badem Kurusunun nasıl bir renk olduğuyla ilgilenirken; hapishanelerde tek tip kıyafet uygulamaları tüm dünyada ‘insan hakları’ perspektifinden tartışılmaya devam ediyor.
'Guantanamo’ nedir?
Guantanamo, 11 Eylül 2001’deki terör saldırılarının ertesinde, ABD’nin Afganistan’ı işgalinin ardından Küba’da bir Amerikan üssünde kurulmuş esir kampıdır. Kamp, turuncu renk tek tip elbiseler giydirilmiş ve işkence görmüş mahkûmların görüntüleriyle tüm dünyada tanınmıştır.
Yakalanan zanlıları, ABD hukuk sisteminden kaçırmak için ABD toprakları dışında bir askeri birliğin içine kurulmuştur. George W. Bush zamanında kurulan kampta, ABD kendi insan hakları ihlallerini gizlerken, hukuk kurallarını hiçe saymaktadır. Bugün dünyanın çeşitli bölgelerinde ve ABD içinde kampın kapatılması için protesto gösterileri düzenlenmektedir.
Aynı turuncu tek tip elbiselerin, intikam amacıyla, IŞID cinayetlerinde de kurbanlara giydirildiğini de unutmayalım.
Peki, Cumhurbaşkanının ABD’nin en kötü uygulamasını örnek alıp, oradaki aşağılayıcı kıyafet uygulamasını örnek olarak sunması ne anlama geliyor?
Mahkumlara tek tip kıyafet, ülkelerin gelenekleri ve cezaevlerinin tarihsel süreçleriyle alakalı. Osmanlıdan günümüze mahkumları tek tip kıyafete zorlama geleneği mevcut değil.
Bu sebeple cumhurbaşkanının “Mahkemeye çıkarken Guantanamo’da olduğu gibi bunları da tek tip elbise ile çıkaralım” söylemi, 1980 darbesi sonrası 1 Ocak 1984’te uygulamaya konulan tek tip elbise uygulamasını akıllara getiriyor.
12 Eylül mahkemelerinde mahkumların tek tip kıyafete direnişi
12 Eylül sürecinde darbeci generaller, mahkumların kişiliklerini ezmek, askeri bir disiplin altına sokmak vb. gerekçelerle bu kıyafeti zorunlu tutmuştu. Ancak bu uygulama siyasi mahkum ve tutukluların direnişleriyle karşılaşmıştı. Direniş açlık grevine dönüşmüş, ayaklanmalar ve ölümler olmuştu. 12 Eylül diktatörlüğü bu uygulamayı hayata geçirmeyi başaramadı. Toplumun hiç bir kesimi de bu faşizan uygulamaya destek vermedi.
Dünya’daki Uygulamalar Üzerine…
Dünyada bu konuda farklı uygulamalar bulunuyor. Mahkumlara tek tip kıyafetin zorunlu tutulduğu ülkeler mevcut. Örneğin ABD’de kimi eyaletlerde bu uygulama zorunlu. Gerekçe olarak, parlak renkli kıyafetlerin herhangi bir olay ya da kaçma girişiminde gardiyanlarca kolayca farkedilebilmesi gösteriliyor.
Bazı ülkelerde ise bu tarz düzenlemeler, mahkumların ıslahına yardımcı olmadığı ya da insan haklarına aykırı olduğu gerekçesiyle yıllar önce bırakılmış.
Birleşmiş Milletler'in Ocak 2016'da Genel Kurulu'nda revize halini kabul ettiği Mahkumlara Muamelede Standart Asgari Kurallar başlıklı karara göre mahkumların giydiği kıyafetler ‘aşağılayıcı ya da küçük düşürücü’ olamıyor. "Nelson Mandela Kuralları" olarak da bilinen bu düzenlemede, mahkumların kendi kıyafetlerini giymelerine izin verilmemesi halinde iklime ve sağlık koşullarına uygun giysilerin tedarik edilmesi gerekiyor.
19 yy.da İngiltere’de Cezaevi Reformu
İngiltere’de bu konudaki en kapsamlı reform 19'uncu yüzyılda yapılmış. Mimari yapıda ve kılık kıyafet gibi alanlarda değişikliğe gidilerek, bir önceki yüzyılda görülen kaos ortadan kaldırılmış. Yapılan bu değişikliklerle birlikte geleneksel çizgili üniforma ve hapishanelerle özdeşleşmiş birçok sembol hükümlü ve tutukluların hayatına girmiş. 1.Dünya Savaşı sonrasında tek tip kıyafet uygulaması devam etmiş ama üniformalar değiştirilmiş.
"Tek tip kıyafet uygulamasında, cezalandırılan kişinin giyim-kuşamı da cezanın bir parçası olarak görülüyor. Kişinin kimliğini ve kendine güvenini ortadan kaldırmayı amaçlıyor" (Juliet Ash, "Parmaklıklar Ardında Giyim-Kuşam: Suç Ögesi Olarak Hapishane Kıyafetleri")
ABD ve “Turuncu Tulumlar”
Mahkumların tek tip kıyafet giymesi uygulamasında başı çeken ülkeler arasında ABD geliyor. Özellikle 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından "terörle bağlantılı" olduğundan kuşkulanılan kişilere mahkumiyet dönemlerinde "turuncu tulumlar" giydirildi.
ABD’de hapishanelerde tek tip kıyafet uygulaması yaygın bir şekilde yapılıyor. Uygulama eyaletler arasında farklılık gösteriyor ve hapishanenin açık ya da kapalı olmasından kaynaklanan farklılıklar da var. Guantanamo kampından ise ayrıca bahsettik.
Almanya’daki hapishanelerin önemli bir kısmında tek tip kıyafet uygulaması bulunmuyor. Az sayıda cezaevinde üniforma zorunlu. Maddi olanaksızlıklardan dolayı kıyafet alamayan mahkumlara da üniforma veriliyor.
Çin de tek tip kıyafet uygulaması yapılan ülkelerden biri. Hapse giren mahkumlara bez ayakkabı ve cezaevinin yapısına uygun kıyafetler veriliyor. 2005 yılında hapishane koşullarının iyileştirilmesi için meslek eğitimi, psikolojik destek ve toplum hizmetleri gibi bir dizi yenilik getirilmiş.
Kazakistan ise 2011 yılında işlenen suçların ağırlığına göre düzenlenen renkli tulum uygulaması başlatmış. Uygulamanın gerekçesi mahkumların işledikleri suçlara göre ayrıştırılması.
Başka Bir Dünya Mümkün mü?
İsveç gibi kuzey avrupa ülkelerinde hapisanelerde tek tip kıyafet giyme zorunluluğu yapılan reformlarla kaldırılmış. Mahkumların üniversite yurtlarına benzer bir yapıda kaldıkları İsveç, yüzde 40'lık yeniden suç işleme oranı ile dünyada birçok ülkenin altında yer alıyor.
Kaynak: BBC Türkçe