Menu

Tarihe Geçen Savunmalar

 

Gazeteci Ahmet Şık, Cumhuriyet Gazetesi Davası duruşmasında yaptığı savunmada mahkeme heyetine değil, topluma ve tarihe seslendi. Sosyal medyada Şık’ın savunmasının hukuk fakültelerinin girişine ya da adalet bakanlığının makam odasına asılması, nutuk gibi okutulması önerilirken; söz konusu savunmanın ‘tarihe kalacağı’ da dile getirildi.
Kuşkusuz insanlık tarihi boyunca unutulmayan davalar yaşanmış ve davalarda büyük savunmalar yapılmıştır. Ahmet Şık’ın savunmasından hareketle, “Savunma tarihindeki unutulmaz örnekler"e göz atalım...

Ahmet Şık'ın Savunması: "Savunma Yapmıyorum, İtham Ediyorum"

 

#Socrates’in Savunması

Bu büyük savunmaların ilki ve en bilineni kuşkusuz M.Ö. 400 yıllarında Atina’da yaşamış olan ünlü filozof Sokrates’in savunmasıdır.

Ahlak felsefesinin kurucusu olarak kabul edilen Sokrates, devletçe tanınan tanrılara sadakatsizlik ve gençleri zararlı yollara sürüklemekle suçlandırılarak M.Ö 15 Şubat 399'da ölüm cezasına çarptırılmıştır. Mahkeme Sokrates'e, af dilerse cezasının kaldırılacağını söylemiş; ama Sokrates kendi inandığı değerlere ters düşeceğini söylemiş ve baldıran zehrini içerek yaşamını sonlandırmıştır.

Sokrates “Suçlayanları suçladığı” tarihi savunmasında;

 “Beni suçlayanların üzerinizde nasıl bir etki bıraktıklarını bilemem, lütfen tarzıma aldırmayın, iyi olabilir ya da olmayabilir; ama yalnızca sözlerimin haklı olup olmadığını düşünün ve yalnızca bunu dikkate alın. Çünkü yargıcın erdemi budur, tıpkı konuşmacının erdeminin gerçeği söylemek olması gibi. Yasalar beni suçlu görebilir, ama esas suçlu yasalar…”

“Atinalılar, savunmamı çoğunuzun sanabileceği gibi kendi adıma değil, ama sizin adınıza yapacağım, öyle ki sizlere tanrı armağanı olan beni mahkûm ederek bir yanlışlık yapmayasınız....”

“Yargıcın ödevi bir türe armağanı sunmak değil, ama yargıda bulunmaktır ve kendi keyfine göre değil ama yasalara göre yargıda bulunacağına yemin etmiştir ve ne biz sizi bu yemini bozma alışkanlığında yüreklendirmeli, ne de siz kendinize bu alışkanlığa kapılma iznini vermelisiniz, bu sizin de bizim de inancımıza aykırıdır. O zaman benden onursuz ve yanlış ve inancıma aykırı gördüğüm şeyleri yapmamı istemeyin…”

“Canınız sıkılmasın ama hakikat şudur ki, devlette görülen birçok kanunsuz, haksız işlere karsı doğrulukla savaşarak size veya herhangi başka bir kurula karşı giden hiçbir kimse ö1ümden kurtulamıyor. Evet, ancak hak yolunda çalışan bir kimsenin, kısa bir zaman olsun yaşayabilmesi için devlet adamı değil, sadece yurttaş olarak kalması gerekiyor…”der.(1)

Ölüm cezası aldıktan sonra şu sözlerini; “Artık ayrılmak zamanı geldi, yolumuza gidelim: ben ölmeye, siz yaşamaya. Hangisi daha iyi? Bunu Tanrı’dan başka kimse bilemez.”diyerek noktalayan filozofun savunmasında değindiği konular, mahkemenin tutumu ve onun bu sonuca karşı tutumu hukuk tarihinde ve derslerinde anlatılmaya devam etmektedir.

 

#Fidel Castro: “Tarih Beni Beraat Ettirecektir!”

Moncada Kışlası Baskını ve Fidel Castro'nun Savunması: "La Historia Me Absolvera!

Fidel Castro ve arkadaşları diktatör Batista'yı devirmek için 26 Temmuz 1953 günü Moncada Kışlası'na 165 arkadaşıyla bir baskın düzenledi. Ancak girişim başarısız oldu ve tutuklandılar. 16 Ekim günü mahkemeye çıkarılan Castro, mahkemede ‘Sayın yargıç siz beni mahkûm edin! Tarih beni beraat ettirecektir!’ (La Historia Me Absolvera) cümlesiyle biten ve tarihe geçecek olan savunmasını yaptı.

Fidel’i sanıktan itham edene dönüştüren savunması, Küba Tarihi’nin en önemli belgelerinden birisi oldu.  Savunma elden ele çoğaltılarak paylaşıldı ve hareketin en güçlü propaganda araçlarından birisi haline geldi.

“Sayın Yargıçlar, neden beni susturmak bu kadar önemli hale geldi? Savcı, talebine açıklık getirecek tek bir kelime dahi etmedi. Gerçeklerden mi korkuluyor? Bakın, bahsettiğim madde “Devletin Anayasal güçlerine karşı silahlı bir kalkışmadan” söz ediyor. Sayın Yargıç hangi ülkede yaşıyor? Millete baskı uygulayan bu diktatörlük anayasal değil, tam tersine anayasal olmayan bir güç! Cumhuriyet’in anayasasına karşı bir rejim oluşturmuştu. Yasal bir anayasa gücünü halkın egemenliğinden alır. Ayrıca söz konusu metin “anayasal güçler”den söz ediyor. Anayasal güçler, yasama, yürütme ve yargının güçlerinden, güçler ayrılığından söz eder. Yani hiçbir şekilde bu madde 26 Temmuz olayları üzerinden bize karşı uygulanamaz. Yüreğinizde vatan toprağı, insanlık ve adalet için bir dehliz bulabilirseniz, beni lütfen dikkatle dinleyin. Sesim hiç dinmeyecek. Ne kadar yalnız kalırsam, o kadar güçlenecek. Bizim arkadaşlarımız iddia edildiği gibi askeri uzmanlardan oluşmuyordu. Şimdi yarısı öldürülmüş olan bu gençler (Abel Santamaria, Jose Luis Tasende, Renato Guitart Rosell, Pedro Miret, Jesus Montane) yalnız cesur birer yurtseverdiler...” (2)

Duruşmada bulunan hakimlerden birinin fikrine göre, bu, tüm cumhuriyet tarihinin en önemli duruşmasıydı.

Fidel, tahliye olduktan sonra baskını gerçekleştiren grubun “26 Temmuz Hareketi” adını alması kararlaştırıldı. 26 Temmuz Hareketi bütün ülkede devrime kadar sürecek olan toplumsal hareketin ve mücadelenin örgütleyicisi oldu.

 

#Deniz Gezmiş'in Savunması

THKO'da davasinda Deniz Gezmiş

Türkiye’deki gençlik hareketinin en önemli önderlerinden birisi olarak devrimci mücadelenin bir sembolü olan Deniz Gezmiş,16 Temmuz 1971’de başlayan THKO-1 Davası’nda, TCK’nin 146. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle yargılanmış, 9 Ekim 1971’de 146/1 maddesi uyarınca idam cezasına çarptırılmıştır.

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yargılanması sırasında Avukatları Halit Çelenk tarafından hazırlanan savunma tam 160 kitap sayfası hacmindedir. Savunma ,içeriği ve üslubu açısından 'bir suçlamadır ve bu suçlamanın muhatabı siyasi iktidardır'.

Deniz Gezmiş yaptığı savunmada, kendilerini “bağımsız bir ülkenin çocukları olmaktan mahrum eden”leri sanık koltuğuna oturtmuş ve “Tarih evvelce bunu yapanları nasıl temize çıkarmışsa bizi de temize çıkaracaktır, buna da inanıyoruz!” demiştir.

“... İddianameye karşı diyeceklerim mevcuttur. İddianame kelle istemek için hazırlanmıştır. Yapılan tahliller yanlıştır, hatalıdır, değerlendirmeler keza isabetsizdir. Yalnız, biz varlığımızı hiçbir karşılık beklemeden esasen Türk halkına armağan etmiş bulunuyoruz. Türk halkı ve devletin bağımsızlığına armağan etmiş bulunmaktayız. Bu sebeple ölümden çekinmiyoruz. Biz hiçbir zaman bütün çabamıza rağmen Türkiye'nin bağımsızlığını temin edemedik. Bugüne kadar da bu özlem içinde kaldık. İddianamede geçen ve bana atfedilen hükümleri kabul etmiyorum. Ben silahımı halka, orduya karşı kullanmadım. Ancak vatan hainlerine karşı kullanmak maksadıyla taşıdım ve 'halka ve orduya karşı kullanırım' şeklinde beyanda bulunmadım. Öteden beri arzetmiş olduğum gibi bu ülkede anayasayı en fazla savunanlar bizleriz. Anayasa'yı ihlal edenlerse ortadadır. Anayasa'nın uygulanmasını isteyen gene bizleriz. Anayasa'yı uygulamayan yavuz kimseler de hala ortadadır. Yine o kişiler bizim kellemizi istemektedirler. İddia makamı bizim vermekte olduğumuz bağımsızlık savaşına karşıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin hukukuna karşı, reformlara karşıdır. Onlar 36 milyonluk ülkenin bütün yükünü 20 gencin üzerine yıkmaya çalışmışlardır. Bizi bağımsız bir ülkenin çocukları olmaktan mahrum eden hepiniz dahil sizlersiniz. Ve sonunda idam isteğiyle buraya getirildik, Türkiye'nin bağımsızlığından başka hiçbir şey istemedik ve hayatımızı bu yola koyduk. Varlığımızı Türkiye halkına armağan ettik, bunun aksini iddia edenler vatan hainidir. Biz stratejik olarak düşüncelerimizi hiçbir zaman saklamayız. Hangi şartlarda olursak olalım bunu açıkça söyleriz. Düşüncelerimizi mezara kadar götürürüz. Nasıl burada namluların ve dipçiklerin gölgesi altında konuşuyorsak, düşüncelerimizi her zaman açıkça ifade ederiz. Tarih evvelce bunu yapanları nasıl temize çıkarmışsa bizi de temize çıkaracaktır, buna da inanıyoruz.” (3)

 

 

 

(1) Savunmanın tamamını  okumak için; Sokrates’in Savunması, Platon; Hasan Ali Yücel Dizisi, İş Bankası Yayınları

(2) Fidel Castro’nun savunmasının tam metni  “Tarih Beni Beraat Ettirecektir” adı altında yayınlanmıştır (Yayınevi: NadirKitap) - Yazıda kullanılan özet Bedri Baykam'ın odatv.com'da yayınladığı yazısından alınmıştır.

(3) THKO Davasının Tam Metni için  https://halitcelenk.org/sites/default/files/kitaplar/Halit%20%C3%87elenk%20-%201.%20THKO%20Davas%C4%B1.pdf

 

 


Herkes bilsin