'Aslan Sosyal Demokrat' Erdal İnönü!
AYKIRI AKADEMİ – Fark Yaratanlar
1980 darbesini yapan konsey, seçim sürecinde önüne gelene bakıp veto ediyor, hatta pek çok insanın siyaset sahnesine girmemesi için özen (!) gösteriyordu.
O günleri yaşayanlar anımsayacaklardır: Horoz Partisinin parlamentoya girmesi ve başbakanlığı ele geçirebilmesi için Kenan Evren elinden geleni yapmıştı.
Evren, cellatlık görevinin yanı sıra, bir yandan da; bir elinde kutsal kitap, diğerinde bayrakla, bugün ortaya çıkmış olan Türk İslam sentezinin mimarı olarak görev yapıyordu.
İşte o dönemde İsmet İnönü’nün oğlu, Erdal İnönü’ye siyaseten çağrı yapıldı. Uzunca bir süre buna karşı duran Erdal İnönü, daha sonra ülkenin içinde bulunduğu bunalım ortamında rolünü üstlendi ve sahaya çıktı. Erdal İnönü kimdi derseniz, ODTÜ’de görev yapmış bir fizik profesörüydü. Hatıralarını okuyanlar Erdal İnönü’nün özellikle annesine ne kadar düşkün olduğunu ve bir cumhurbaşkanı çocuğu olmasına karşın mütevazi bir hayat sürdüğünü görecektir. Lakin Kenan Evren kelleleri o kadar kolay alıyordu ki, Erdal İnönü’yü de defalarca veto etti. Ve Erdal İnönü seçimlere giremedi. Burası Türkiye, herkes Turgut Özal’ın, önü açılsın diye çalışmaktaydı.
Buna karşın bir sonraki seçimlerde sosyal demokratları birleştirmeyi başaran Erdal İnönü, Sosyal Demokrat Halkçı Parti ile siyaset sahnesine girdi.
Girdi ve esti gürledi! Nasıl mı esti gürledi?
Güler yüzüyle ‘benim aslan sosyal demokratlarım’ dedi.
Elinde bir çalı süpürgesiyle ‘sizi süpüreceğiz’ dedi.
Bir limonla ‘sizi böyle sıktılar, gelin bize oy verin, dedi.
Başarılı da oldu. Yerel seçimlerde neredeyse Türkiye’deki bütün illeri kazandı. Kürtlerle , Alevilerle, laiklerle, cumhuriyetçilerle kurulacak sentez için büyük emek verdi. Onun döneminde Kürt Raporu yayımlandı, tüm dünyada ses getirdi.
Bütün bunlara karşın Erdal İnönü, Sivas acısını da asla unutmadı. 93’te olan bitene karşı yaşadığı acıyı, - daha sonra verdiği söyleşilerde - ‘o gün neredeyse her şeyden vazgeçtiğini, iktidarın kirli yüzünü gördüğünü’ söyleyerek tarif etti.
Cumhurbaşkanlığı seçimi arifesinde Demirel’i Cumhurbaşkanlığı koltuğuna gönderirken, benzeri görülmemiş bir biçimde, kendisi de siyaseti bıraktı.
Bu süreçte defalarca ‘geri gön’ denmesine karşın, belli ki, aklı Sivas’ta kalmıştı. Erdal İnönü’yü nasıl bilirdiniz diye soranlara; Türkiye’de pek de rastlanmamış bir şekilde koltuğu bırakıp, evine gidebilecek, sade bir hayatı seçebilecek kadar mütevazi bir insan olarak bilirdik., diyeceğiz.
Erdal İnönü, Türkiye siyasetinde bir parantezdir.