Menu

Ucuz bir haber malzemesi olarak 'diyanet.gov.tr'

Günümüzde "Türkiye medyası" denince serbest çağrışım yapmam istense aklıma gelecek ilk kelimeleri yazıyorum: Ajitasyon, popülizm, galeyan, kışkırtma, reyting, tıklama, sansasyon... (liste çok uzun)
 

AYKIRI AKADEMİ – Sebla Kutsal

İnsanların diyanet açıklamalarına verdiği öfke dolu tepkileri başından beri gülümseyerek takip ediyorum. Şaşırmalarına şaşırıyorum.

Neymiş? Diyanet resmi sitesindeki sözlükte "nikah" ve "buluğ" maddelerinde "sapıkça" ifadelere yer vermiş! Siteyi dip köşe tarayınca "sapıkça" diyebileceğimiz pek çok yargı cümlesine rastlıyorsunuz zaten. Bir kısım aklı evvel "gazeteci" haber kıtlığı çektikçe açıyor diyanet.gov.tr'yi veriyor gazı. Sözüm ona gündem yaratıyorlar.

Hayır efendim. "Sapıkça" dediğiniz ifadeler dine aykırı değil, bizzat kendisi. "Yanlış yorumlanıyor" falan diye gevelemeye lüzum yok, yorum falan umrunda değil cemaatin. Allah kelamı mıdır o cümleler? Evet. Bu kadar!

Önümüzde çarpmak üzere olduğumuz devasa bir buzdağı var. Bazı medya organları, tıklarını artırmak için o dağa gidip ufak parçalar koparıp koparıp üstümüze "bakın ne kadar da soğuk" diyerek atıyor, biz de titriyoruz. Öte yandan, dağın varlığını unutuyoruz. Kahvede oturup tavla atarken memleket kurtarır gibi, sosyal medyada ona buna çemkiriyor, "deşarj" oluyoruz. Peki, üstüne doğru ilerlediğimiz dağ? İşte o, buz gibi gerçek!

Ucuz haberleri bir yana bırakıp, bu ülkenin aydın denebilecek insanlarının açıkça haykırması gerekiyor; hayatlarımızın, hukukun, adaletin referansı din olamaz! Ne İslam ne de bir başkası. Bunu demedikçe, hastalığı teşhis etmedikçe, kendi cürmümüz kadar yer yakar, o buzdağını eritemeyiz.

Bugün, insanları yönlendirme gücü çok yüksek olan ana akım medyaya bakın örneğin. En oturaklı kanallarda, seyretmeye değer bir iki tartışma programında, her ne konu işlenirse işlensin, illaki din eğitimi almış en az bir kişinin stüdyoya davet edilmesi dikkatinizi çekmiyor mu? Evrim konuşurken, milyonlarca izleyicinin karşısına ilahiyatçı çıkarmayı "beyaz Türkler" bile içine sindirmişken, yaşamlarımızı dine göre şekillendirmeye duyulan bu tepki nedir?

Günümüzde "Türkiye medyası" denince serbest çağrışım yapmam istense aklıma gelecek ilk kelimeleri yazıyorum: Ajitasyon, popülizm, galeyan, kışkırtma, reyting, tıklama, sansasyon... (liste çok uzun)

Diyanet, 9 yaşındaki kızlar evlenebilir, doğurabilir, caizdir demiş. Bunu bir gazete yazmış. Ne oldu? Kızdık, sövdük, patladık, sonra ılındık, unuttuk, yemek yedik, X mağazanın yeni sezon koleksiyonuna göz gezdirdik, biraz gıybet, tatlı tatlı muhabbet ve konu kapanacak.

Cehalet ile aydınlık arasındaki savaş bu kadar kolay, bu kadar ucuz olmamalı!

 

 

 


Herkes bilsin