Aralık’ta olay çıkmış duydunuz mu?
19-26 Aralık 1978’de Maraş'ta Alevilere yönelik büyük bir katliam yapıldı. Yedi gün süren olaylarda 120 kişi öldürüldü, yüzlerce ev ve işyeri yakılıp yıkıldı. Üzerinden tam 39 yıl geçmesine rağmen katliamı kimin, neden yaptığı hala karanlıkta. Daha doğrusu birinci derece sorumluları karanlıkta. Yoksa katliamdaki devlet izi bütün benzeri olaylarda olduğu gibi bütünüyle açıkta.
O nedenle devlet refleksi tanıdık tepkiler gösterdi bu yıl dönümünde de. Valilik, kentte bir ay sürecek etkinlik yasağı ilan etti. Meclis Başkanlığı da, HDP'li vekilin Maraş katliamının araştırılması amacıyla komisyon kurulması önergesini iade etti. Gerekçesi önergede geçen "katliam" ifadesiydi. Meclis Başkanlığı, önergedeki “katliam” ifadesini “kaba ve yaralayıcı söz” olarak değerlendiriyordu.
Unutmadan, bir de “ana muhalefet” katkısını hatırlatalım. Kemal Kılıçdaroğlu konuyla ilgili açıklamasında üzerine basa basa “Maraş olayları” dedi. Herhalde olayla katliam arasındaki farkı bilmediğini söyleyemeyiz. Zaten o sırada bir başka açıklama yapıp “olayları” çıkaran ülkücüleri de demokrat ilan etti.
Maraş Katliamının 39 yılı. Altında kan saklı kelimeleri takip edin, sorumlularını göreceksiniz!
Aralık Maraş “olayları”nın yanında bir de “hapishane olayları”na tanıklık etti. 19-22 Aralık 2000 tarihleri arasında aynı anda 20 ayrı hapishanede siyasi tutuklu ve hükümlülerin kaldığı bloklara operasyon düzenlendi. Sonucunda 28 tutuklu 2 asker toplam 30 kişinin hayatını kaybettiği operasyonun adı “Hayata Dönüş”tü. İktidarda DSP-MHP-ANAP koalisyonu bulunuyordu. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit operasyonun amacını, “teröristleri kendi terörlerinden kurtarma” olarak tanımladı. Operasyonlar sürerken dönemin Adalet Bakanı H. Sami Türk şöyle diyordu; “yarından sonra artık her şey farklı olacak.” O tarihten bu yana her şey farklı hakikaten. O operasyonda kolunu koparıp köpeklere attıkları Veli Saçılık işini geri almak için bir yıldır dayak yiyip duruyor. Cezaevleri ise birer insan öğütme makinası. Hayata Dönüş dedikleri F Tipi’ne girişti. Sonucu görüyorsunuz…
Bir de cemaatin ülkeyi düzleme “olayları”ndan bakiye bir yara var Aralık’ta Ali Tatar’ın ölüm yıldönümü. Ali Tatar, tek kurşun atmadan bir avuç badem bıyıklıya teslim olan bir ordunun namuslu, vicdanlı, onurlu bir üyesiydi. Yapılmaya çalışılanı gördü, göz yumanlara şahit olduğu, işbirlikçilerinin ihanetine uğradı. Çekip gitti ansızın.
Maraş, Hayata Dönüş, Ali Tatar... Ne çok ölüm var bu topraklarda, ne çok kan, ne çok yobaz, ne çok vampir...