Menu

Halkçılık ve Dalkavukluk Arasında…

Bayağılığı kutsayarak halkçı olunmaz, ona halk dalkavukluğu, denir.

 

AYKIRI AKADEMİ – Enver Aysever

 

Düzene rağmen ayakta kalmak, sözünü söylemek güçtür. Hele büyük sanatçıların, o sevilen insanların sonu hazin olunca çok üzülüyorum. Yaş ilerledikçe, eskisi kadar mücadeleci olamayabilir insan, o vakit belki sessizliğe güvenmeli...

Büyük sanatçı kimdir, diye düşünürken bir ölçü koymak gerek. Neruda iyi bir örnektir mesela ya da Melih Cevdet .... Bayağılığı kutsayarak halkçı olunmaz, ona halk dalkavukluğu, denir.

Kimi tamamen çıkarlarından ötürü teslim olur iktidara, kimi esir düşer, kimi yanılır.. Yanılgı insana özgü, ancak ölçü doğruysa bu en aza iner. Hele de ciddi meseleler yanılgıyı kaldırmaz. Cengiz Kurtoğlu ile opera açanla yan yana düşer insan istemeden!

Recep Tayyip Erdoğan kendi tezlerine zemin hazırlamak, bayağılığı, cehaleti yaygınlaştırmak için bir söylem tutturdu: “Eyyy cumhuriyet elitleri” diye... Kimdi bu kişiler? Öğretmen, memur, hekim... Ortak özellikleri de okur, yazar olmalarıydı. Yani bu “elitler” toplumun en iyi yetişmiş kesimiydi. İradesini imamlara, cemaatlere devretmeyen kimselerden söz ediyorum. Aydın düşmanlığı buradan besleniyor işte; bir tür öteki yaratma hamlesiyle, kolaycılığı benimseyen kalabalığı arkana alma çabası...Erdoğan ustalıkla yaptı bunu...

 “Millet” denen soyut kalabalığa yapılacak en büyük haksızlık ona “Recep İvedik” kültürü dayatmak ve bunu meşru kılmaktır.  Gerçek bir aydın, sanatçı bunu savunmaz, kavga eder. Post-modern çağın, liberal hastalığın yaygınlaşmasına bilerek ya da iyi niyetle katkı yapmak suçtur. Eğer “İvedik” kültürünü halkçılık diye sunarsanız, neye “halk düşmanı” diyeceksiniz? Sanatçı; yaratırken kimi zaman ikilem yaşayabilir. Ancak faşistler ve işbirlikçileri karşısında yanılma hakkı yoktur.

 


Herkes bilsin