Helal olsun, erkek gibi kadın!
"Dil toplumun bilinçaltıdır."
AYKIRI AKADEMİ – Sebla Kutsal
Fransız antropolog ve etnolog Claude Lévi-Strauss'un bu sözünü anımsadım, Leyla Alaton'u televizyonda seyrederken...
Toplumların bilinçaltındaki çarpıklıkları eninde sonunda aşikâr eden dilleri olur. Kadın hakları savunucusu bir erkeğin keskin bir öfke anında "elinin hamuruyla karışma işime" dediğini duyarız, ırkçılık karşıtı yazılarıyla tanıdığımız bir yazarın rakı masasında çakır keyifken "Vay korkak Yahudi!" diye kahkahalar attığına şahit oluruz...
***
Dün CNNTürk'te yayınlanan Gündem Özel programında işte tam da böyle bir an yaşandı.
Konuklar arasındaki ünlü iş kadını Leyla Alaton'un, Deniz Bayramoğlu'nun sorularına verdiği yanıtlar, ne kadar "birey" olduğumuzu iddia etsek de, toplumsal düşünce kalıplarından bağımsızlaşamadığımızın kanıtı gibiydi.
Konuşma özetle şöyle gelişti:
Konu iş hayatında kadın-erkek eşitliğine geldiğinde, kadınlar arası rekabeti kınayan Leyla Alaton, "Her ortamda benden daha güzeli, daha zengini, daha iyi kocalı olan kadınlar olacaktır" dedi.
Bitmedi...
Bayramoğlu, "iş dünyasında gördüğümüz kadınların erkekleştiği, kendi kadın kimliklerini koruyarak değil de, erkeklerin dünyasında erkeklerin kurallarıyla o noktaya gelebildikleri" şeklindeki savı anımsatınca Alaton;
"O bir mit, ben hiç de erkekleştiğimi düşünmüyorum, son derece dişi, seksi ve kadın hissediyorum kendimi... Düşündüğümü söylemek beni erkek yapmaz." dedi.
Bu da yetmedi, Serdar Kuzuloğlu’na seslendi Alaton:
"Asıl t*şak kadınlarda!"
Ne büyük laf, değil mi? "Helal olsun, erkek gibi kadın" diyesi geliyor insanın!
***
Aykırı sorular sormak lazım; yuvarlak, pütürsüz, yumuşak TV programlarından içimiz şişti.
İş hayatındaki "başarılı" kadınların bulundukları konuma erkekleşerek geldikleri savını, kadınlara erkek üreme organı takarak çürütmeye çalışan Alaton'a şunlar sorulabilseydi keşke:
-Sayın Alaton, iş hayatınızda erkekleşmenizi gerektirecek koşullarla -taciz, şiddet, mobing, gelir adaletsizliği- karşılaşmamış olabilir misiniz?
-Bu olumsuz koşulların oluşmamasının asıl nedeni, sizin değil de babanızın t*şakları olabilir mi?
-"Erkekleşmedim" diyorsunuz ve buna örnek olarak "seksiliğinizden" söz ediyorsunuz. Kadın olmak denince aklınıza ilk olarak bu mu geliyor? Hem de, iş yaşamında seksi ve güzel kadınların (prezentabl) tercih edilmesi, tam da erkeklerin koyduğu bir kuralken!
-Kadınlar arası rekabeti kınarken, "Her ortamda benden daha güzel, daha iyi kocalı olan kadınlar olacaktır" dediniz, burada yine erkeklerin kuralları (güzellik) ve erkek t*şağı (iyi koca) devreye girmiş olmuyor mu?