Herkesten kendi meşrebine uygun biçimde Atatürkçü oluyor da, Erdoğan’dan niçin olmasın?
Durumumuz, akıllara Nadir Nadi’nin “Ben Atatürkçü değilim” kitabını getiriyor. Nadir Nadi’ye “ben, Atatürkçü değilim” dedirten koşullar, darbe koşullarıydı.
AYKIRI AKADEMİ – Ayrıntıdaki Şeytan
12 Eylül sabahı Kenan Evren olan biten ne varsa Atatürkçülük adına yaptığını söylemişti. Üstelik öylesine bir Atatürkçülük tarifi yapmıştı ki kendi dışında tarihten gelen koca bir ulusu, Atatürksüz bırakmıştı.
Aradan zaman geçti. Darbe sonuçlarını verdi. 2002’de Müslüman ve demokrat olduğunu iddia eden AKP iktidara geldi. AKP’nin yönü, rotası hakkında çok konuşuldu. Bugün Türkiye bir başkanlık seçiminin arifesinde. Gerçekten bir başkanlık seçimi şimdi yapılacak. Birileri çıkıp, zaten fiili olarak başkanlık var diyebilir. Oysaki, şu hakikati görmek gerekir ki, fiili olarak başkanlığın olması ayrı, rejimi değiştirip, onun üstüne oturup ilk başkan olmak ayrı.
Bu şu demek, nasıl Mustafa kemal Osmanlı’nın gidişini bitirip, cumhuriyeti kurduysa ve onun ilk cumhurbaşkanı olduysa; Recep Tayyip Erdoğan da bu vesile ile Türkiye Cumhuriyetinin rotasını değiştirecek ve başkan olarak tarihe adını yazdıracak.
İşte bunun için farklı koalisyonlar kurarak ‘Atatürk Pazarı’nda(!) olmak zorunda olduğunu anlamış durumda. Atatürk Pazarı(!) da nedir derseniz, herkesin kendini en büyük Atatürkçü olarak adlandırdığı ve bundan nemalanmaya çalıştığı pazar(!)
MHP’ye sorsanız Atatürkçü...
İYİ partiye sorsanız onlar daha iyi Atatürkçü.
CHP de Atatürkçü ama, CHP’de herkesin Atatürk’ten anladığı farklı.
Vatan partisi var...onun Atatürk’ünü anlamak mümkün değil.
Sözcü Gazetesi, Halk TV her gün Atatürk pazarına yeni ürünler sürmekteler.
Ve Recep Tayyip Erdoğan... En son ve en yeni Atatürkçü o!
Herkes kaç gündür Recep Tayyip Erdoğan’dan Atatürkçü olur mu diye tartışıyor. Biz de şöyle diyelim.. Herkesten kendi meşrebine uygun biçimde Atatürkçü oluyor da, Recep Tayyip Erdoğan’dan niçin olmasın? Bakın Atatürk Kültür Merkezi'ni (AKM’yi) yıkarak, Atatürkçülüğe başladı bile..
