Menu
25 Temmuz 2017

Çinli bilim insanları, Dünya'nın yörüngesine bir fotonu ışınlamayı başardıklarını açıkladı.

AYKIRI AKADEMİ – HABER

Bugün kuantum ışınlama deneyleriyle tek tek atomları, atom bulutlarını ve temel parçacıkları kilometrelerce öteye ışınlayabiliyoruz.  Peki insanları Uzay Yolu dizisinde olduğu gibi yıldız gemisinden başka bir gezegene ışınlayabilecek miyiz?

 

Uzay Yolu filmlerinde gördüğünüz 'ışınlanma' teknolojisi bilim kurgu olmaktan çıkıp, bilimsel bir gelişmeye dönüşüyor. Son olarak Çinli bilim insanları, Dünya'nın yörüngesine bir fotonu ışınlamayı başardıklarını açıkladı.

Yapılan duyuruda, bir foton parçacığının yerden, 1400 kilometre uzaklıktaki yörüngesinde bulunan bir uyduya "ışınlandığı" söylendi. Başarıyla sonuçlanan deney ile dünya ve uzay arasındaki ilk kuantum veri ağı da kurulmuş oldu.

Kuantum Işınlanması Deneylerinin Kısa Tarihi;

2006 yılından bu yana ışınlama alanında önemli ilerlemeler kaydedildi.

Fizikçiler önce tek tek foton ya da elektronların kuantum durumunu bu parçacıklarla dolanık olan eşlerine aktardılar.

2014 Eylül ayında ise Cenevre Üniversitesi araştırmacıları parçacıklar arasında 25 kilometre mesafe ile kuantum ışınlama rekoru kırdı.

Hemen ardından Çin Bilim Teknoloji Üniversitesi’nden Profesör Chao-Yang Lu ile ekibi de, bir parçacığın sadece spin durumunu değil, diğer kuantum özelliklerini de aynı anda ışınlamayı başardıklarını duyurdu. Özellikle bu son gelişme, kuantum bilgisayarlar arasında dolanıklık yoluyla kablosuz veri aktarımı sağlamak ve kuantum internet kurmak açısından büyük önem taşıyor; çünkü ışınlama ve dolanıklık kuantum bilgisayarların ayrılmaz bir parçası.

Çinli bilim insanlarının gerçekleştirdiği son ışınlama ise bugüne kadarki en uzun mesafeli kuantum ışınlaması olarak kayda geçmiş durumda.

Bu gelişme Atılgan gemisinin mürettebatı gibi Işınlanabileceğimiz Anlamına mı geliyor?

Çinli bilim insanlarının gerçekleştirdiği ‘ışınlanma’ Uzay Yolu’nda izlediğimiz ışınlanma gibi değil aslında.  Basitçe söylemek gerekirse, burada bahsedilen ışınlanma bir noktadan bir noktaya bir şeyin kendisinin değil de, bir halinin gönderilmesi.

Bu durumda Kaptan Kirk’ü atomlarına ayırıp başka bir yere ışınladığımızda aslında orijinalini değil, kendini Kaptan Kirk sanan bir kopyasını ışınlamış oluyoruz.

Kuantum ışınlamayla ilgili asıl sorun, kuantum fiziğini tanımlayan Heisenberg’in belirsizlik ilkesi. Buna göre evrende yüzde 100 kesin ölçüm ve kesin bilgi imkansız. Heisenberg’in belirsizlik ilkesi Kaptan Kirk’ün aslına sadık bir şekilde ışınlanmasına izin vermiyor. Bir insanı ışınlamak ileride mümkün olabilir, fakat o kişinin hedefine sakatlamandan ve benliğini kaybetmeden ulaşmasını garanti etmek şimdilik imkansız. Leicester Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre insan vücudunda yaklaşık 4,5 x 1042 bit enformasyon var. Yani Kuantum fiziği açısından bakıldığında, Kaptan Kirk dev bir veri yığınından ibaret.

 

Ne İşe Yarayacak  Kuantum Işınlanma?

Kuantum ışınlamanın pratikte geçerli olması birkaç sorunun çözülmesi gerekiyor: Bunlardan biri ışıktan hızlı iletişim kurmanın bir yolunu bulmak.

Bir diğeri ise Heisenberg’in belirsizlik ilkesi nedeniyle bir insanın kusursuz bir kopyasını çıkaramayacağımızı, yani ışınlanan her kopyamızın kendisini biz sanan gelişmiş bir kopya olduğunu, aslımız olmadığını kabul etmek.

Bütün bunlara rağmen, en azından insan zihnini yeni vücutlara aktarmayı başararak kuantum ışınlamada kusursuz kopya olmayışı sorununu aşabiliriz. Böylece kendi bedenimizle beynimizi sürekli klonlayıp zihnimizi yeni bedenlere yazılım gibi yükleyerek ölümsüzlüğü yakalayabiliriz.

Ancak henüz bilim insanlarının kuantum ışınlanmaya yönelmesinin asıl amacı Uzay Yolu’ndaki ışınlama teknolojisini geliştirmek değil.

Çin, başarıyla sonuçlanan deneyin 'kuantum interneti için ilk adım' olduğunu duyurdu. Partiküllerin fiziksel temas olmaksızın veri aktarımı gerçekleştirebildiği kuantum internetinin, hayata geçtiğinde veri aktarım hızında da devrim niteliğinde bir gelişme olacağı düşünülüyor.

Kuantum ışınlamasının bu aşamadaki en büyük amacı, korsanların erişemeyeceği iletişim sistemleri kurabilmek; ya da şifre kırmak veya şifrelerin kırılmasını önleyen bir kuantum şifreleme tekniği geliştirmek.

Çin'in Jinan kentinde kuantum teknolojisine dayalı bir şebeke çalışmalarına başlandı. Pekin ve Şangay'ı, kuantum sinyalinin her 100 kilometrede bir ölçülüp yeniden yollandığı "güvenli düğümlerle" birbirine bağlama çalışmaları da sürüyor.

Diğer yandan kuantum ışınlamasının tıp alanında da kullanılabileceği teorisi üzerinde duruluyor. Gelecekte, organları oluşturan partiküllerin ışınlama yoluyla kopyalanarak veri halinde depolanması ve ihtiyaç duyulduğunda bu veri depolarındaki organ parçacıklarıyla tedavilerin yapılabileceği düşünülüyor.

 

 

Kaynak/Alıntı:

(1) BBC Türkçe,

(2) “İnsan Işınlama Ne Zaman?”, Kozan Demircan, http://khosann.com

 

 

 

 

 

 

 

 


Herkes bilsin